DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Adana’da partisinin vilayet kongresinde konuştu. Babacan’ın gündeminde Avrupa Birliği’yle münasebetler …
DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Adana’da partisinin vilayet kongresinde konuştu. Babacan’ın gündeminde Avrupa Birliği’yle münasebetler, Avrupa Konseyi’nin Türkiye kararı ve gençlerin sıkıntıları vardı. Babacan şu tabirler kullandı:
‘Türkiye’nin uzun soluklu bir amaca muhtaçlığı var’
“Ülkemizi Avrupa Birliği’ne tam üyelik rotasına sokacağız. Ha, günün birinde üye oluruz-olmayız, alırlar-almazlar, biz isteriz-istemeyiz, bu farklı problem. Türkiye’nin uzun vadeli bir gayeye gereksinimi var. Değerli olan bu istikamettir. Biz, Avrupa Birliği müktesebatına ahenk için yol aldıkça, bundan 84 milyon istifade edecektir. Biz bunu kendimiz için yapacağız, oburu için değil.”
Babacan’dan Avrupa vaatleri
“İlk olarak, bozulan siyasi diyaloğumuzu kesinlikle yine tesis edeceğiz. Gümrük Birliği’ni genişletmek için kolları sıvayacağız. Avrupa Birliği’yle Türkiye arasında vize uygulamasının kalkması için de çalışacağız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları pasaportunu masaya koyduğunda ona kapılar açılacak. Avrupa ülkelerinden ülkemize akacak direkt yatırımların artmasını sağlayacağız. Bu istikametle bir arada, ülkemiz hem demokraside hem hukukta hem de iktisatta üstün lige yükselecek. Güç şartlar yaşandığında vatandaşına IBAN veren değil, birebir Avrupalı pek çok ülkede yapıldığı üzere vatandaşına direkt takviye veren, sorumluluk sahibi bir idare olacağız. Beştepe’nin etrafında kümelenen dar bir kümenin kamu kaynaklarını kendi arasında paylaşmasına son vereceğiz. Onun yerine, halkımızın faydası için, Avrupa Birliği’nde geçerli olan, 28 ülkenin uyguladığı, kamu ihale mevzuatını Türkiye’de de uygulayacağız.”
‘Vesayet günlerinde size haksızlık yapıldığında siz de AİHM’in kapısını çaldınız’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üç kez Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurduğunu hatırlatan Babacan, 2002 tarihli “Erdoğan’ın umudu Avrupa” başlıklı bir haberin gazete kupürünü gösterdi. Babacan kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Sayın Erdoğan’a soruyorum. AİHM onca yıldır bizim mahkemelerimize saygısızlık etmiyordu da artık mi ediyor? Şayet Türkiye AİHM’e en çok şikâyet edilen ülkeler listesinde başlardaysa, bunun sebebi de sizsiniz. Madem o denli, siz, kendiniz, niye vaktinde tam üç kere AİHM’e başvurdunuz? Bu ülkede yargının bağımsız ve tarafsız çalışmadığında nasıl vahim kusurlar yaptığını, bir şiir okuduğunuz için mahpusa girdiğinizde siz de gördünüz. O vesayet günlerinde size haksızlık yapıldığında siz de insan hakları mahkemesinin kapısını çaldınız.”
‘Yanlış istikameti durduracağız’
“Sayın Erdoğan AİHM’e başvurunca sorun yok fakat oburu başvurduğunda var. Bu türlü bir şey olur mu? Burada sıkıntı, AİHM yahut sayın Erdoğan falan değil. 84 milyonun hakkını, hukukunu ilgilendiren; ülkemizin memleketler arası prestijini belirleyen bir bahisten bahsediyoruz. Türkiye’nin gençleri Avrupa’ya gitmek isterken, Avrupa’dan kopmak için adeta gereken her şeyi yapan bir idare felaketinden bahsediyoruz. Biz bu yanlış istikameti durduracağız.”
‘Kuş sürüleri kamu kaynaklarını kullanmaya alıştıkları için şaşırdılar’
“Adı pelikan mıdır, melikan mıdır, kuş sürüsü müdür nedir, geçenlerde bana dönük kampanya başlatmış. Niçin? Gençlik yıllarımda kendi imkanlarımla yurt dışına çıkmışım. Bu kuş sürüleri ve onların akıl babaları, kamu kaynaklarını zirve tepe kullanmayı alışkanlık haline getirdikleri için herhalde şaşırdılar. Ben, dünyayı gezip görmüş olmaktan, görgü ve bilgimi artırmış olmaktan gurur duyarım. Kendi imkanlarımla, dünyayı tanımaktan, yeni bilgiler öğrenmekten niçin utanacakmışım? Bu ülkenin gençlerini en temel muhtaçlıklarını karşılayamayacak duruma düşürdüğünüz için siz utanın. O denli kamu kaynaklarıyla, nereden geldiği bilinmeyen paralarla boğaz kenarından operasyon işleri yapanlar ve onlara bunu yaptıranlar anlayamaz.”
‘Ne bir hukuksuzluğa bulaştık ne de haram bir lokma yedik’
“Sözüm ona ‘uçan kuş gazeteciliği’ yapanlar ve onların işverenleri, bu ülkedeki her gencin yüksek kalitede bir hayatı hak ettiğini anlayamıyor. Onlar, insanların gençliğini sömüren bu otoriter iştirakin kapıkulu oldukları için, akılları beş karış havada. Bildikleri üzere yapsınlar. Bizim alnımız açık, başımız dik. Hamdolsun, bugüne kadar ne bir hukuksuzluğa bulaştık ne de haram bir lokma yedik. Hukuksuzluğun tabanına kadar batanlar, haram lokma yiyenler korksun.”
‘Zorbalığa son vereceğiz’
“Torpili olmadığı için işsizliğe mahkûm edilen gençlere yaşatılan adaletsizliği sona erdireceğiz. Liyakatsizliğin maskesi mülakat sistemini kaldıracağız. Yazılı sınav neyse o. Gençlerin kaliteli, nitelikli, dünya standartlarında eğitim alması için esaslı bir eğitim ıslahatı başlatacağız. Gençleri, ailelerinden daha geride bir hayat yaşayacaklarını düşünmeye sürükleyen bu zorbalığa son vereceğiz. Ucuz ve süratli internet hizmeti sunacağız. Teknoloji eserlerindeki vergi yükünü gençler için azaltacağız. Gasp edilmiş tüm özgürlükleri iade edeceğiz.”
‘Gençlerin ümitsizliğe sürüklenmesi bir numaralı beka sorunudur’
“Gençlerin ümitsizliğe sürüklenmesi Türkiye’nin bir numaralı beka problemidir. Cumhurbaşkanı lisanından hiç düşürmüyorlar ya, her şeye ‘beka’. Beka, ayakta kalmak demek. Gençlerin terk etmek istediği bir ülke ayakta kalabilir mi?”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
