ROMAN GENÇLER, EFES SELÇUK’TA SİYASET OKULUNDA Efes Selçuk Belediyesi konut sahipliğinde Olof Palme International Center, Arbetarnas …
ROMAN GENÇLER, EFES SELÇUK’TA SİYASET OKULUNDA
Efes Selçuk Belediyesi konut sahipliğinde Olof Palme International Center, Arbetarnas Bildningsförbund (ABF) dayanağıyla hayata geçirilen Öteki Bir Siyaset Okulu, Selçuk Efes Kent Belleği’nde gerçekleştirilen açılış toplantısıyla başladı.
Diğer Bir Siyaset Okulu’nun uygulayıcısı olan Sıfır Ayrımcılık Derneği’nin lideri ve proje yöneticisi Elmas Arus, 2009 yılında bir grup gönüllüyle kurdukları derneğin başta Roman, Dom, Lom ve Abdallar olmak üzere, kırılgan ve dezavantajlı kümelere yönelik yaptıkları faaliyetleri anlattı. Bu kümelerin sıkıntılarının tahlilinde dernek olarak öncü bir rol üstlendiklerini aktaran Arus, datalarla, araştırma raporlarıyla ve toplumun tabanıyla direkt temas kurdukları saha çalışmalarıyla problemleri tahlil ederek meselelere tahlil teklifleri geliştirdiklerini söz etti.
“Babam Abdal, annem Roman. Ben de haklarını savunduğumuz kümenin üyesiyim. 34 vilayette yaptığımız çalışmalarla kendimizi güzelleştirirken, güçlenirken, bunun topluma dönüşümünü sağlamaya çalışırken birilerine de yol açmaya çalışıyoruz. Çalıştığımız alanda maruz kaldığımız haksızlıkları ortadan kaldırmak için hak savunan insanların sayısını çoğaltmamız gerek. Öbür Bir Siyaset Okulu, hak savunan insanları artırmanın yalnızca bir yolu” dedi.
Kelamı devralan Öbür Bir Siyaset Okulu Danışmanı Ulaş Bayraktar, okulun isminde geçen “başka” sözüne dikkat çekerek okulun öbür bir siyaseti hedeflediğini söyledi. Günümüz şartlarının bilindik, klasik siyasal yolların, yapıların ötesinde yeni bir anlayış gerektirdiğine inanan Bayraktar, öteki formüllere muhtaçlık duyulduğunu belirtti. Dünyanın çabucak her yerinde temel paradigmaların çok süratli çözüldüğüne işaret eden Bayraktar, “Artık elimizdeki kavramlarla, repertuvarımızdaki aksiyonlarla baş edemeyeceğimiz meselelerle karşı karşıyayız. Ekoloji, toplumsal adalet, toplumsal siyasetler, hepsi bu türlü. Bunun için yeni bir niyet şekli geliştirmeye, mevcut kavramların hepsini tekrar ele alıp bunlarla da yetinmeyip yeni bir şeyler söylemeye muhtacız.” formunda konuştu. Öteki bir siyasetin mümkün olduğunun altını çizen Bayraktar, bunu hayal etme hamaseti gösterebildiklerini, bunun somut örneğinin Öteki Bir Siyaset Okulu olduğunu aktardı.
Olof Palme Center Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölge Yöneticisi Helin Şahin, Olof Palme Center’ın 30 ülkede sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve partilerle birlikte demokrasi, insan hakları ve barış kapsamında çalıştıklarını anlatarak kelama başladı. Sivil toplum kuruluşlarının yereldeki gereksinimleri belirlediğini, bu gereksinimleri formüle ederek Olof Palme Center’a
başvurduklarını, bu muhtaçlık tahlillerinin merkezdekileri yönlendirdiğini tabir eden Şahin, iş birliklerindeki temel şartın “demokrasiye katkı” olduğunu söyledi. Bugün 34 vilayette çalışan Roman Diyalog Ağı’nı örnek veren Şahin, “2012 yılında Kamu STK Diyalog Kümesi olarak kuruldu. Tabandaki STK’larla görüşme, onların muhtaçlıklarını belirleyip anlaşılır şekilde kamuya aktarma ve kamudan da tabana giden bir güzelleştirme talebiyle kuruma başvurdular. Muhtaçlık tahlilleri, bilgiler, raporlar, bilgi üretimi… Her şey kitaba uygundu ve değişim teorileri çok makuldü. Hakikaten bugün de Roman Diyalog Ağı ismiyle faaliyetlerini sürdürüyorlar” dedi.
Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Programlar Koordinatörü Mehmet Caner Demir, Avrupa Birliği’nin Avrupa Birliği hudutları dışındaki en büyük ofisinin Türkiye’de olduğunu lisana getirdi. Demir’e nazaran bu, Türkiye’nin Avrupa Birliği açısından ne kadar kıymetli olduğunun bir göstergesi olabilir. Türkiye AB’ye resmen aday ülke olduğu için çeşitli projeler AB tarafından fonlanıyor, daha sonra izleme ve kıymetlendirme yapılıyor. Fonların aktarılma kararı, milletlerarası ve iki ülke arasında yapılan mutabakatlar yoluyla veriliyor. Demir, AB Türkiye Delegasyonu hakkında bilgi verdikten sonra Roman hakları alanında da çalıştığını lisana getirdi. 2010 yılında yapılan Roman açılımını hatırlatarak o periyotta Roman Strateji Hareket Planları’nın hazırlandığını, kanunlarda değişiklik yapıldığını, örneğin ayrımcı tabirlerin kanunlardan kaldırıldığını aktardı. Her türlü siyasi görüşten bağımsız bir şekilde açılımdan bu yana nelerin değişip dönüştüğü konusunda bir kıymetlendirme yapmak gerektiğini belirten Demir, siyasi iradenin aldığı kararlarda istikrarlı olmasının değerli bir faktör olduğuna değindi. Avrupa’da Romanlarla ilgili yapılan çalışmaları incelediklerini aktaran Demir, “İspanya bu hususta âlâ bir örnek. Roman sıkıntısı izole bir sıkıntı değil, ülkenin demokratikleştiği, zenginleştiği, gelirin daha adaletli dağıltılmaya başlandığı bir periyotta kendine yer buldu. O ivmeyle Roman sıkıntısında olumlu adımlar atıldı. İlerlemeler, ülkenin gidişatıyla direkt ilgili. İspanya’da sivil toplum örgütleriyle, mahallî idarelerle, iş verenlerle yakın çalıştılar. Topladıkları bilgilerin ve yaptıkları araştırmaların sonuçlarını kullanarak mevzuat değişiklikleri yaptılar, siyaset ürettiler. Uygun çalışan bir sistem kurdular.” diye konuştu. Roman sıkıntısında daha kapsayıcı bir siyaset yapıya, aktif ve hakikat adımlara muhtaçlık duyulduğunu belirten Demir, bunun yalnızca Romanlara değil, tüm topluma uygun geleceğini söyledi.
Toplantı, iştirakçilere ayrılan soru-cevap kısmından sonra sona erdi.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
