Leap by McKinsey Araştırması, 2026’da küresel gelirin yarısının; yeni ürünler, hizmetler ve şirketlerden geleceğini ortaya koyuyor

McKinsey & Company, Yeni İş Kurmanın Durumu Global Araştırması’nı yayınladı. Araştırma; mevcut şirketlere, sıfırdan yeni işletmeler oluşturmaları ve ölçeklendirmeleri sürecinde hizmet veren Leap by McKinsey takımı tarafından hazırlandı. Araştırmaya nazaran; iş başkanları, 2026’ya kadar global gelirlerin yüzde 50’sinin, bugün var olmayan eser, hizmet ve işletmelerden geleceğini öngörüyor. Araştırmayla ilgili yaptığı değerlendirmesinde McKinsey & Company Doğu Avrupa, Orta Doğu, Afrika ve Türkiye Leap Başkanı ve Kıdemli Ortağı Can Kendi; “Global ölçekte yeni kurulan işlere beşinci yıllarında ya da daha sonrasında baktığımızda, bu şirketlerin yüzde 80’inin 50 milyon dolar yıllık gelir çıtasının altında kaldıklarını görüyoruz. Ayrıyeten bu şirketlerin yarısından fazlası da ya 1 milyon dolar yıllık gelir çıtasının altında kalıyor ya da büsbütün kapanıyor” dedi.

İdare danışmanlığı firması McKinsey & Company, Yeni İş Kurmanın Durumu (The State of New-Business Building) Global Araştırması’nın ikincisini yayınladı. Araştırma; mevcut şirketlere, sıfırdan yeni işletmeler oluşturmaları ve ölçeklendirmeleri sürecinde hizmet veren Leap by McKinsey takımı tarafından hazırlandı. Yeni işler kurma sürecindeki şirketlerin sahip oldukları tecrübesi ve kaynakları, bir start-up esnekliğiyle birleştirmelerine yardımcı olan Leap by McKinsey, iş önderlerinin, büyüme kaynaklarını nasıl bulduklarına odaklanıyor. Tüm bölgeleri, sanayileri ve farklı ölçekteki şirket büyüklüklerini temsil eden bin 178 üst seviye yöneticinin katıldığı araştırma, ayrıyeten yeni iş kurmanın global bir husus olduğunu ortaya koyuyor.

Global ölçekteki bu araştırmaya katılan CEO’ların dörtte biri, yeni eser ve hizmetleri faal olarak iş süreçlerine entegre etmenin, en değerli stratejik öncelikleri olduğunu belirtiyor. Şirketlerin devam eden stratejileri göz önüne alındığında büsbütün yeni iş modellerinin oluşturulmasının değerinin de son yıllarda iki kattan fazla arttığı görülüyor. İş önderlerinin yüzde 81’i, faaliyet gösterdikleri bölümde yaşanan aksiliklerden korunmak hedefiyle yeni iş kurmaya yöneliyor. 2026’ya kadar, global gelirlerin yüzde 50’sinin; bugün var olmayan eser, hizmet ve işletmelerden gelmesi bekleniyor.

Leap by McKinsey yeni işlerin büyümesine yardımcı oluyor

McKinsey & Company Doğu Avrupa, Orta Doğu, Afrika ve Türkiye Leap Başkanı ve Kıdemli Ortağı Can Kendi; “Küresel salgın, CEO’ları ve iş önderlerini bir adım geri çekilmeye ve süratle değişen müşteri muhtaçlıklarını daha düzgün anlamaya zorlarken yeni iş kurmanın değeri ve önceliği 2021 boyunca arttı. Global ölçekte yaptığımız araştırmaya nazaran; bu husus, iş başkanlarının yüzde 55’i için birinci üç stratejik öncelik ortasına yerleşti. Yeni iş kurma, stratejik büyüme için giderek daha kritik bir kaldıraç haline geldi. Bununla birlikte, unutmamak gerekir ki; yeni işletmelerin birden fazla gereğince büyümeyi başaramadı. Global ölçekte yeni kurulan işlere beşinci yıllarında ya da daha sonrasında baktığımızda, bu şirketlerin yüzde 80’inin 50 milyon dolar yıllık gelir çıtasının altında kaldıklarını görüyoruz. Ayrıyeten bu şirketlerin yarısından fazlası da ya 1 milyon dolar yıllık gelir çıtasının altında kalıyor ya da büsbütün kapanıyor” dedi.

Başarılı bir iş kurmanın ve ölçeklendirmenin güç olduğu kadar aslında açık ve kolay bir süreç olduğunu vurgulayan Can Kendi kelamlarını şöyle sürdürdü; “Leap by McKinsey ile şirketlerin gerek dijital gerekse sürdürülebilirlik odaklı olsun kuracakları yeni işlerin, ölçeklenmesine ve ‘büyüme eğrisini’ yakalamalarına yardımcı olmayı amaçlıyoruz. Global ölçekte Leap by McKinsey uygulamalarında; sayıları 5 bini aşan McKinsey Dijital çalışanının yanı sıra yazılım, tasarım, pazarlama alanlarında uzmanlaşmış dünya çapında yeteneklerin de yer aldığı binden fazla profesyonel misyon alıyor. Bu güçlü altyapısıyla Leap by McKinsey, 180 tanesi son 12 ayda olmak üzere 300’den fazla yeni işin kurulmasına ve muvaffakiyetle ölçeklenerek büyümesine liderlik etti. Bunlar içinde değerli bir yeri bulunan sürdürülebilirlik odaklı yeni iş kurma çalışmaları, bizler için en heyecan verici olanlarıydı.”

Yeni iş kurmak performansı da dayanıklılığı da artırıyor

McKinsey & Company’nin araştırmasına nazaran; iş başkanları, günümüzün mevcut eser ve hizmetlerinin daha fazla gelir akışı oluşturmada yetersiz kalacağını düşünüyor. Yeni kurulan işlerin daima olarak piyasa ortalamasından daha güzel performans göstermesi, iş önderlerinin bu alana odaklanma nedenlerinin başında geliyor. McKinsey uzmanları, inceledikleri dört organik büyüme stratejisinden en etkilisinin iş kurmak olduğunu belirtiyor ve en sık iş kuranların yüzde 74’ünün piyasa ortalamasının üzerinde büyüme bildirdiğine dikkat çekiyor. Örneğin; dört yahut daha fazla yeni iş kurmuş bir şirketin, yatırımlarının beş katı ortalama yatırım getirisi (ROI) elde etme mümkünlüğünün rakiplerine nazaran iki kat daha fazla olduğu vurgulanıyor. Araştırma sonuçları, kelam konusu şirketlerin birebir vakitte daha güçlü olduğunu da ortaya koyuyor.

Sürdürülebilirlik bir mecburilik

Tüketicilerin her geçen gün daha fazla ehemmiyet verdiği sürdürülebilirlik konusu, yeni iş kurma sürecindeki iş başkanlarının kararlarında da belirleyici rol oynuyor. McKinsey’nin araştırmasına katılan iş başkanlarının yüzde 92’si, sürdürülebilir eser ve hizmetlere yönelik talebi en azından kısmen karşılayabilecekleri yeni işler kurmayı planladıklarını söylüyor. Ek olarak, yüzde 42’si sürdürülebilirliği yeni işletmelerinin kıymet önermesinin merkezine koyacağını belirtiyor. Bütün bunların yanı sıra araştırmada; yeni kurulan işlerin sırf yüzde 22’sinin karbon ayak izi yahut başka çevresel tesirlerle ilgili amaçları takip ettiği görülüyor.

Bayan liderliği, yeni işlerin muvaffakiyet potansiyelini yükseltiyor

McKinsey & Company, yeni işlerin nasıl başarılı olabileceğine ilişin soruları, beş başlık altında yanıtlıyor. Bu başlıklar; ‘CEO’nun rolü’, ‘yeni işin özerkliği’, ‘başarıyı hızlandıran odaklı satın almalar’, ‘müşteri içgörülerinin tam olarak anlaşılması’ ve son olarak da ‘liderlikte çeşitliliğin sağlanması’ olarak öne çıkıyor. Her biri büyük değer taşıyan bu beş başlık ortasından bilhassa liderlikte çeşitliliğin sağlanması, idarede bayan sayısının artırılmasının sağladığı avantajları ortaya koyuyor. Ankete katılanlar, bayanların liderliğindeki işletmelerin büyüme beklentilerini karşılama yahut aşma mümkünlüğünün yüzde 12 daha fazla olduğuna inandığını belirtiyor.