enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpurfaşanlıurfa
DOLAR
32,3794
EURO
34,7254
ALTIN
2.396,67
BIST
10.103,32
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Çarşamba Az Bulutlu
17°C
Perşembe Az Bulutlu
19°C
Cuma Az Bulutlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C

21-27 Şubat Yeme Bozuklukları Farkındalık Haftası ; Yeme bozuklarına dikkat! Ölümle dahi sonuçlanabilir

Anne karnında başlayan hayat yolculuğu, bebeklik, çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılık sürecinde yaşanan bilişsel, davranışsal ve duygusal …

21-27 Şubat Yeme Bozuklukları Farkındalık Haftası ; Yeme bozuklarına dikkat! Ölümle dahi sonuçlanabilir
A+
A-

Anne karnında başlayan hayat yolculuğu, bebeklik, çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılık sürecinde yaşanan bilişsel, davranışsal ve duygusal birtakım değişim ve gelişimlerle devam ediyor. Anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza ve tıkınırcasına yeme gibi tanı kriterleri belirlenmiş yeme bozuklukları kökeninin, Bu değişim dönemindeki psikolojik etkenlere dayandığını belirten Psikolog Dr. Feyza Bayraktar, 21-27 Şubat Yeme Bozuklukları Farkındalık Haftası’na özel açıklamalarda bulundu.

İnsanın kilosuna olması gerektiğinden daha fazla anlam yüklemesi, zihnin sürekli kilo ve yemekle meşgul olması, yemek yemenin ya da yememenin üzüntü, can sıkıntısı, acı gibi duygularla baş etmek için bir araç olarak kullanılması, sağlığı ciddi derecede tehdit eden ve hatta ölümle sonuçlanabilen yeme bozukluklarının temel özelliklerinden sayılabilir.

Kilo almakla ilgili yoğun kaygı hissetme, sıkı diyetler yapma ya da çok fazla yeme, sık sık tartılma ya da tartılmaktan korkma, sık sık aynaya bakma ya da aynaya bakmaktan kaçınma, yemek olan ortamlarda gerginlik hissetme ve yemek karşısında kontrolü kaybetme endişesi gibi belirtileri olan yeme bozukluklarının, genellikle ergenlik döneminde başladığını ve erken müdahale edilemezse bir ömür sürebileceğini dile getiren Psikolog Dr. Feyza Bayraktar, 21-27 Şubat Yeme Bozuklukları Farkındalık Haftası’na özel dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Pandemi döneminde yeme bozukluklarında belirgin artış oldu

Yeme bozukluklarının altında yatan sebeplerden birinin de duyguları sağlıklı şekilde yönetmekte zorluk çekmek olduğunu belirten Bayraktar, özellikle insanların belirsizlikte kaldığı, günlük rutinindeki stres yönetme becerilerini uygulayamadığı ve sosyalleşemediği pandemi döneminin, birçok kişide yeme bozukluklarının ortaya çıkmasına sebep olduğunu söylüyor.

“Ailenin yemekle olan ilişkisi, çocuğun yemekle olan ilişkisinde belirleyicidir”

Tohumları çocukluk çağında atılıp çoğunlukla ergenlik ya da genç yetişkinlik döneminde ortaya çıkan yeme bozukluklarının, ileriki yaşlarda da ortaya çıkabildiğinin altını çizen Psikolog Dr. Feyza Bayraktar, okul ya da iş değiştirme, evlenme, boşanma, başka bir ülkeye taşınma gibi hayat değişimlerinin de yeme bozukluklarını tetikleyebileceğini ve bu süreçlerin sağlıklı yönetilmesi için duyguların doğru şekilde yönetilmesinin önemini vurguladı. Özellikle duyguların özgürce ifade edilemediği, ifade edilmesine izin verilmediği ve yargılandığı aile ortamlarında büyüyen kişilerde, yeme bozuklukları görülme oranının oldukça yüksek olduğunu belirten Bayraktar, sözlerine şöyle devam etti: “Aile içinde sürekli diyet, kilo ve yemek konuşulması da yeme bozukluklarına sebep olabilir. Sınavda başarılı olan bir çocuğu çikolata ile ödüllendirmek ya da üzgün bir çocuğu şekerle teselli etmek, çocuğun bir yetişkin olduğunda bile kendisini her ödüllendirmek istediğinde ya da her üzüldüğünde yemeğe yönelmesine sebep olabilir. Özetle; ailenin yemekle olan ilişkisi, çocuğun yemekle olan ilişkisinde belirleyicidir.”

Yeme bozuklukları konusundaki farkındalık arttırılmalı

Yeme bozukluklarını önleme amaçlı çalışmalar yapmanın, birçok sağlık problemine yol açabilecek yeme bozukluklarının ortaya çıkmasını engelleyeceğini söyleyen Bayraktar, “Yeme bozukluklarını önleme çalışmalarının başında, yeme bozuklukları konusunda farkındalığı arttırmak gelir. Yeme bozukluğu konusunda farkındalığı arttırmak için ise, okullarda hem ergenlik dönemindeki öğrencilerin hem de ailelerinin yeme bozuklukları hakkında bilinçlendirilmesi ve bu konuya medyada ve sosyal medyada daha çok yer verilmesi, yeme bozukluklarını önleme çalışmaları adına atılacak önemli adımlar arasında sayılabilir” açıklamasında bulundu.

Yeme bozukluğu olan kişiler, sağlık kontrollerini ihmal etmemeli

Yeme bozukluğu belirtileri her ne kadar birbirine benzese de, her kişide farklılık gösterdiğini söyleyen Bayraktar, yeme bozukluğu şikayeti ile gelen kişinin yeme bozukluğunun türü ne olursa olsun, mutlaka bir hekim tarafından görülmesi ve sağlık kontrollerinin yapılması gerektiğini belirterek sözlerine şöyle devam ediyor: “Yeme bozukluğu tedavisi, bu alanda uzmanlaşmış bir psikoterapist ve diğer alanlarda çalışan uzmanlarla iş birliği içinde yürütülmeli. Ben, danışanlarımla çalışırken süreci mutlaka bir dahiliye veya endokrinoloji uzmanı ile yürütüp gerektiği noktalarda da, bir psikiyatristin sürece dahil olması konusunda özen gösteriyorum. Yine, kişinin genel tablosu ve ihtiyaçları doğrultusunda, beslenme uzmanları ile iş birliği içinde oluyorum.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.