enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpurfaşanlıurfa
DOLAR
32,2077
EURO
35,0228
ALTIN
2.439,86
BIST
10.922,93
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
22°C
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
23°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
22°C

Baş-Boyun Kanserlerinin En Önemli Sorumlusu “Tütün”

Baş-Boyun Kanserlerinin En Önemli Sorumlusu “Tütün”
A+
A-

Daha çok erkeklerde görülen baş boyun kanserlerinin ilk nedeni tütün kullanımı olarak belirtiliyor. Dünya Tütünsüz Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Anadolu Sağlık Merkezi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, “Baş boyun kanserleri erkeklerde daha sık görülse de genetik mirasın ve sonradan gelişen bazı genetik bozuklukların da etkisi var” açıklamasında bulundu.  

 

 

Dünyada en sık görülen kanserler listesinin 6’ncı sırasında baş boyun kanserleri yer alıyor. Boynun alt sınırı olan köprücük kemikleri ile üst sınırı olan kafa tabanına kadar olan bölgede beyin ve omuriliğin dışındaki geniş bir bölümü kapsayan baş-boyun kanserlerinin en önemli tetikleyicisinin ise tütün kullanımı olduğu biliniyor. Dünya Tütünsüz Günü’nde konuya dikkat çeken Anadolu Sağlık Merkezi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, baş boyun kanserlerinin genel itibariyle 50 yaş üzeri yaşlarda görüldüğünü vurgulayarak, “Daha erken yaşlarda da boynunda şişlik ya da kitle gibi şikayetlerle gelen hastalar da mutlaka baş boyun kanserleri açısından değerlendirilmeli ve kesin tanı için detayı incelenmeli” dedi. Prof. Dr. Erkul, çocuklarda da nadiren genetik yatkınlık, genetik mutasyonlar ve küçük yaşlarda alınan radyoterapilerin tetikleyici etkileriyle sarkomlar, farklı tümörler ve lenfomaların görülebildiğini de sözlerine ekledi.

Belirtiler tümörün yerine göre değişiklik gösterebiliyor

Baş ve boyun kanserlerinde tümörün yerleştiği yere göre belirtilerin farklılık gösterebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, “Örneğin en sık karşılaşılan gırtlak ve ağız içi kanserlerinde ses kısıklığı ve ağız içinde geçmeyen yaralar görülüyor. Ya da daha nadir görülen burun içindeki tümörlerde burun kanamaları, burun tıkanıklığı, yüz ve ağızda yaralar gibi şikayetler ortaya çıkabiliyor. Bunlara ek olarak baş ve boyun bölgesinde şişlik ve kitleler şeklinde kendini belli edebiliyor” şeklinde konuştu.

 Baş-Boyun Kanserlerinin En Önemli Sorumlusu "Tütün"

Sigaradan uzak durmak şart

Tüm kanser türlerinde olduğu gibi baş boyun kanserlerinde de erken tanının önemini vurgulayan Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, “Bu tümörler bazen net belli olmayan ve geç şikayetler ile karşımıza çıkabiliyor. Erken fark edilmediğinde tanıda da geç kalınmış oluyor. Baş boyun kanserlerinde erken tanı için özel, geçerli bir tarama prosedürü yok. Bu yüzden hastanın kendi öz farkındalığı, erken tanı için kritik önem taşıyor. Hastalar kendilerini dinlemeli; özellikle inatçı ses kısıklığı, inatçı burun kanamaları, iyileşmeyen yaraları, büyüyen ve yeni çıkan baş boyun kitleleri ve geçmeyen nefes darlığı gibi şikayetlerde mutlaka bir kulak burun boğaz hastalıkları uzmanına başvurmalılar. Korunmak ve riski düşürmek için sigara ve tüm tütün ürünlerinden uzak durmak da son derece önemli” diye konuştu.

Baş boyun kanserlerinin tedavisinde multidisipliner yaklaşım önemli

Baş boyun kanserlerinde cerrahinin de aralarında yer aldığı farklı tedavi modellerinin olduğunu söyleyen Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, “Özellikle son 15-20 yıldır cerrahi dışındaki tedavilerin etkinliğinde de önemli başarılar elde ediliyor. Örneğin ağız içi tümörlerinde ilk müdahale cerrahiyken, gırtlak ya da yutaktaki tümörlerde, hastanın ve tümörün özelliklerine göre cerrahiye radyoterapi ve kemoterapi de eklenebiliyor veya cerrahi dışı tedavi yöntemleri olan radyoterapi kullanılabiliyor. Tedavi multidisipliner bir yaklaşımla gerçekleştiriliyor” dedi.

(Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.