L’ORÉAL TÜRKİYE “SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK DEVRİMİ” İLE SOMUT ADIMLAR ATIYOR! Birbirinden yenilikçi ve argümanlı, birçok sürdürülebilirlik projesini eş …
L’ORÉAL TÜRKİYE “SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK DEVRİMİ” İLE SOMUT ADIMLAR ATIYOR!
Birbirinden yenilikçi ve argümanlı, birçok sürdürülebilirlik projesini eş vakitli olarak hayata geçiren L’Oréal Türkiye, “ÇEVRE, İKLİM ve TOPLUMLAR” üzerinde olumlu tesir yaratmaya 2022’de de devam ediyor. L’Oréal Türkiye, “Gelecek için L’Oréal” ile dünyanın hudutlu kaynaklarına ve toplumların içinde olduğu şartlara saygılı, yeni jenerasyon bir değişim modeli yaratmayı amaçlıyor. L’Oréal Türkiye, ülkemizde de giderek artan kuraklık tehdidine karşı İstanbul Üretim Tesisi’ni “suyu geri dönüştürerek kullanan su dostu fabrika”ya dönüştürerek her yıl 10 milyon litre, “53.000 İstanbullu’nun 1 günlük su tüketimine eşdeğer” su tasarrufu sağlamayı hedefliyor.
Güzellik pazarının 1,5 katı büyüme argümanını sürdürerek 2022’nin birinci 4 ayında pazar hissesini 25’e çıkaran L’Oréal Türkiye, yalnızca finansal sonuçlarıyla değil sürdürülebilirlik konusunda attığı somut adımlarla da öne çıkıyor. L’Oréal Grup’un stratejik kıymete sahip birinci 20 ülkesi arasında yer alan L’Oréal Türkiye birebir vakitte iş hacminin 30’unu oluşturan online pazarda “100 PLASTİKSİZ E-TİCARET” yaklaşımıyla sürdürülebilirliği iş yapış formunun merkezinde konumlandırıyor. Dünyanın en kapsayıcı sürdürülebilirlik programlarından biri olan ‘Gelecek için L’Oréal’i her alanda uygulayan L’Oréal Türkiye “100 EKO-DİZAYN” prensibiyle üretilen stantlarıyla atıklarını azaltarak geri dönüşüm tesirini genişletiyor.
“Dünyayı Harekete Geçiren Hoşluğu Yaratmak” vizyonuna, L’Oréal Grup’un yenilikçi ve argümanlı sürdürülebilirlik taahhütlerini ortaya koyan L’Oréal For The Future (Gelecek için L’Oréal) programına bağlı olarak çalışmalarını aralıksız sürdüren L’Oréal Türkiye, bilim insanları tarafından tanımlanan “Gezegenimizin Sınırları”nın aşılmaması için güçlü ve somut adımlar atmaya, eş vakitli olarak birçok farklı sürdürülebilirlik projesi hayata geçirmeye devam ediyor.
L’Oréal Türkiye CEO’su Sinem Sandıkçı Gökçen konu hakkındaki görüşlerini “DNA’sında bilim olan lider Tekno-Güzellik şirketi olarak L’Oréal Grup, çevresel problemlere ait bilgi toplayan, şirketleri çevresel bilgilerini açıklamaya teşvik eden ve bu bahisteki hareketlerini pahalandıran kar hedefi gütmeyen küresel memleketler arası sivil toplum kuruluşu CDP (Carbon Disclosure Project) tarafından kurumsal sürdürülebilirlikte üst üste 6. sefer dünya başkanı olarak tescilledi. Gururla belirtmek isterim ki L’Oréal Grup, “İklim Değişikliği, Su Güvenliği ve Orman” olmak üzere üç çevresel temanın tümü için 6 yıl üst üste “A” almayı başaran birinci ve tek şirket oldu. Sürdürülebilirlik her vakit işimizin kalbinde yer alıyor. Gezegenimizin acil müdahale edilmesi gereken problemleri için somut adımlar atmamız gerektiğini biliyor ve uzun yıllardır iklim, su, etraf, doğal kaynaklar ve toplumlar özelinde kapsamlı projeler hayata geçiriyoruz.
L’Oréal Türkiye olarak yaptığımız çalışmalarla “Gelecek için L’Oréal” sürdürülebilirlik programımızın amaçlarına ulaşılmasına çok büyük katkı sağlıyoruz. Türkiye’de sürdürülebilirliği su tasarrufu başta olmak üzere mümkün olan her alanda hayata geçirmeye devam ediyoruz. Bu yıl, Türkiye’de hoşluk dalında bir birinci olarak hayata geçireceğimiz suyu geri dönüştürerek kullanan su dostu fabrikamızın heyecanını da Dünya Etraf Günü vesilesiyle paylaşmak istedik, şimdiden emeği geçenlere teşekkür eiyor ve tüm kesimler için teşvik edici güzel bir örnek olmasını diliyorum.” kelamlarıyla paylaştı.
“Kutuplar ve münasebetiyle tüm dünyada yaşanan iklim değişimleri geleceğimiz için büyük bir tehdit olmaya devam ediyor. L’Oréal Grup dünya çapında en kapsayıcı sürdürülebilirlik programlarından birini hayata geçirerek gerçek bir fark yaratıyor. L’Oréal Türkiye’yi bilhassa hayata geçirdiği kapsayıcı ve yenilikçi sürdürülebilirlik projeleri için bir bilim insanı olarak samimiyetle tebrik ediyorum.” biçimindeki kelamlarıyla husus hakkında yorumlarını paylaşan TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Kutup Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Burcu Özsoy, BM’nin global sürdürülebilirlik amaçları arasında da yer alan su kaynaklarının korunması konusunun da ehemmiyetine değindi.
L’ORÉAL TÜRKİYE’DEN PLASTİKSİZ VE ATIKLARIN AZALTILDIĞI BİR DÜNYA İÇİN: “GERİ DÖNÜŞÜM HAREKETİ”
L’Oréal Türkiye’de her şey plastiksiz bir dünya için ve ETRAF odaklı Geri Dönüşüm Hareketi iş yapış halinin her etabında ön plana çıkıyor. Geri dönüşüm(recycle), ileri dönüşüm(upcycle) ve tekrar doldurulabilir(refill) aksiyonlarıyla L’Oréal Türkiye, sürdürülebilirliği iş yapış biçiminin kalbinde konumlandırıyor.
• L’Oréal Türkiye “PLASTİKSİZ E-TİCARET” yaklaşımıyla 2021 yılından bugüne, e-ticaret ve B2B gönderilerinde dolgu ve muhafaza materyallerinin, koli ve güvenlik bantlarının 100’ünü, plastik yerine geri dönüştürülebilir(recycle) kağıt olarak kullanılıyor.
• Satış noktalarında kullanılan stant gereçlerinin 100’ü EKO-DİZAYN ile üretiliyor.
• Atıkları azaltmak emeliyle artık kullanılmayan eser teşhir üniteleri ileri dönüşüm hareketiyle(up cycle) kitaplığa dönüştürülerek tekrar bedellendiriliyor. Proje kapsamında bugüne kadar 304 duvar ünitesi geri dönüştürülerek Anadolu’nun çeşitli vilayetlerindeki 36 okul için kitaplık, anaokullaları için dolap, kedi meskenleri ve yönlendirme tabelaları üretildi. Proje geri dönüşümü yapılan teşhir ünitelerinin sayısı arttırılarak devam ediyor.
• L’Oréal Türkiye Genel Merkezi’nde yiyecek-içecek vb. üzere organik atıklar, kompost makinesi kullanarak ileri dönüşümle(upcycle) doğal gübreye dönüştürülüyor, şahsî bahçe ve bitki bakımlarında tekrar pahalandırmak üzere çalışanların kullanımına sunuluyor. Bu yolla yıllık ortalama 252 kg kompost/organik gübre üretilerek atıklar tabiata kazandırılıyor.
• L’Oréal Grup, Carbios’un enzimatik teknolojisi kullanılarak geri dönüştürülen plastik ile üretilmiş birinci kozmetik şişesini tanıttı. Biotherm, 2025 yılında bu çığır açan yeniliğe dayalı şişeleri üretime geçirmeyi hedefleyen Grup’un, geleceğin şişesinde eser piyasaya süren birinci markası olacak. Bu yeni enzimatik teknolojisi; şeffaf, renkli, opak ve çok katmanlı her türlü PET’in geri dönüştürülmesinde kullanılabiliyor ve bu teknoloji ile plastikler, sonsuz defa geri dönüştürülebiliyor.
• “Yeşile Bağlılık Sözü” veren Garnier, “YEŞİL BİR ADIM” kampanyası ile toplumsal medyada yapılan her bir paylaşımı için sivil toplum kuruluşu “Plastics for Change” iş birliğiyle 5 plastik şişeyi geri dönüştüyor. Kampanya kapsamında, kendi yeşil adım görüntülerini çekerek paylaşım yapan herkes için ise 10 plastik şişe geri dönüştürülüyor. Bu kampanya ile 2 milyon plastik şişenin geri dönüştürülmesi ve yeşil adımların paylaşılmasıyla farkındalık yaratılması hedefleniyor.
• Sürdürülebilirlik konusunda hassas markalardan biri olarak fark yaratan Kiehl’s, geri getirilen her bir Kiehl’s ambalajı için tüketicilerine yıldız veriyor ve tüketiciler topladıkları yıldız sayısına nazaran mükafatlar kazanıyor. Bu sayede Kiehl’s geri dönüşümü(recycle) teşvik ediyor, farkındalık yaratıyor ve gezegenimizin geleceğine olumlu katkı sağlıyor.
• L’Oréal Professionnel Serie Expert eserlerinde 95’e kadar geri dönüştürülmüş plastik kullanılıyor, üretim süreçlerinde kullanılan suyun 100’ü geri dönüştürülüyor ve üretim fabrikası, CO2 nötr olarak üretim yapıyor. L’Oréal Professionnel Dia Light serisi ise 95’i geri dönüştürülmüş alüminyumdan üretilen tüp, 100 geri dönüştürülmüş plastikten üretilen kapak ve geri dönüştürülülebilir kartondan üretilen kutu ile yeniden sürdürülebilirliği temel alıyor.
• La Roche-Posay, Anthelios güneş kollayıcı eserini geri dönüşümlü materyaller kullanılarak üretilen ambalajıyla tüketicilerine sunuyor. Ambalajdaki plastik kullanımı 45 oranında azaltan La Roche Posay, 2025 yılına kadar 70 oranında geri dönüştürülmüş plastikten üretilen ambalajlar ile devam ederek 10.000 ton saf plastik tasarrufu sağlanması hedefleniyor.
• Armani’nin sorumluluk şuurunu ortaya koyan parfümü MY WAY için dünyanın dört bir yanından toplanan doğal içerikler, sürdürülebilir yollarla elde ediliyor. Yenilikçi şişesi, atığı azaltmak ve geri dönüşümü desteklemek için göz alıcı ve zahmetsiz bir tahlil sunarak tekrar doldurulabiliyor (refill). Ekolojik ve biyolojik çeşitliliği koruyan orman muhafaza programlarına yapılan katkı ile MY WAY, karbon nötrlüğe ulaşıyor. Bunlara ek olarak MY WAY ile Armani, lokal sivil toplum kuruluşlarıyla yürütülen projeler ile kısıtlı imkanları olan toplulukların sosyo-ekonomik gelişimini de destekliyor.
ORMANLAR, DOĞAL KAYNAKLAR VE HAYVANLARIN KORUNDUĞU BİR DÜNYA İÇİN: “ÇEVRE HAREKETİ”
L’Oréal Türkiye’de ormanların korunması, doğal kaynakların gerçek şekilde kullanılması sürdürülebilirlik yaklaşımının temel yapıtaşları arasında yer alıyor ve ETRAF Hareketi tüm iş faaliyetlerinde belirleyici kriter olarak öne çıkıyor.
• L’Oréal Grup 1989’dan beri, maddelerce yasaklanmasından 14 yıl öncesinden itibaren, eserlerini hayvanlar üzerinde test etmiyoruz. Kozmetik eserlerin güvenliğini garantilemek için tesirli, hayvanlar üzerinde uygulanmayan sistemler bulunmaktadır. Örneğin 40 yıldan daha uzun bir mühlet evvel L’Oréal Grup, kozmetik içeriklerin ve eserlerin insan cildine olan tesirini daha yanlışsız tahlil etmek için yine oluşturulmuş insan cildi geliştirmiş ve bu hususta öncü olmuştur. L’Oréal Grup’un hiçbir markası, kozmetik eserlerini ve içeriklerini hayvanlar üzerinde test etmiyor. Garnier yakın bir vakit evvel hayvanlar üzerinde yapılan testleri sona erdirmek için çalışan lider bir kuruluş olan Cruelty Free International Leaping Bunny programı tarafından resmen, küresel kapsamda “Cruelty Free” olarak onaylanmıştır. IT Cosmetics, Pureology, Urban Decay, NYX Professional üzere öbür markalarımız da zati PETA sertifikasına sahiptir.
• Kıymetli çevresel sıkıntılarla ilgili gerekli aksiyonları almak, ziyan gören doğal deniz ve orman eko-sistemlerini kurtarmak üzere 100 Milyon Euro, güç kurallardaki bayanlara dayanak sağlamak için ise 50 Milyon Euro olacak şekilde belirlenen fon, tüm dünyadaki Sivil Toplum Kuruluşları (STK) tarafından hayata geçirilen projeler aracılığıyla pahalandırılacak. Ülkemizdeki STK’larla görüşmeler tüm süratiyle devam ediyor
• KIEHL’S, FUTURE MADE BETTER programı ile daha âlâ bir gelecek için küresel iklim krizine karşı etraf teknolojileri geliştiren bir toplumsal teşebbüs olan ecording ile iş birliği yapıyor ve bu program ile her bir Kiehl’s alışverişi, tabiata ecoDrone ile bırakılan bir tohum olarak geri dönüyor. KIEHL’S, FUTURE MADE BETTER programı Türkiye’nin ağaçlandırılmasına ve gezegenimizin geleceğine katkı sağlıyor.
• Tüketicilerin daha sürdürülebilir seçimler yapmalarına imkan sağlamak ve bilinçlendirmelerini sağlamak maksadıyla “Çevresel ve Toplumsal Tesir Etiketleme Sistemi” geliştirdi. Bu yenilikçi sistem ile eserlerin çevresel ve toplumsal tesirleri, A’dan E’ye uzanan bir skala ile şeffaf bir şekilde tüketicilerle paylaşılıyor ve tüketiciler artık aldıkları eserlerin çevresel ve toplumsal tesirlerini etiket üzerinde görebiliyor. Birinci olarak Garnier markası ile markanın saç bakım eserlerinde başlayan uygulama, kademeli olarak tüm marka ve kategorilerde kullanılmaya başlanacak. Bağımsız bilim uzmanları tarafından onaylanan bu sistemde, tüm datalar bağımsız kontrol kurumu Bureau Veritas tarafından denetlenerek sertifikalandırılıyor.
L’ORÉAL TÜRKİYE’DEN CO2 SALINIMININ AZALTILDIĞI BİR DÜNYA İÇİN: “KARBON-NÖTR HAREKETİ”
L’Oréal Türkiye’de karbon ayak izinin azaltılması değer listesinin başında geliyor ve ETRAF odaklı Karbon-Nötr Hareketi tüm iş faaliyetlerinde önceliklendiriliyor.
• L’Oréal Türkiye, eserlerin nakliyesinden kaynaklanan CO2 salınımını azaltmak gayesiyle CNG’li araçlarla nakliye yapıyor. 2016 yılına nazaran taşıma kaynaklı CO2 salınımı 43 azaltıldı.
• L’Oréal Türkiye araç filosunun 71’i hybrid araçlardan oluşuyor. CO2 salınımı, 2021 yılında 42 ton daha az hale gelmiştir.
L’ORÉAL TÜRKİYE’DEN SU KAYNAKLARININ KORUNDUĞU BİR DÜNYA İÇİN: “SU TASARRUFU HAREKETİ”
Dünyadaki su talebinin 2050 yılına kadar 55 artacağı öngörülüyor. Yalnızca 5 yıl içinde insanların üçte ikisi su sorunu yaşayacak ve ivedilikle harekete geçilmezse, insanlık susuz kalma tehdidiyle çaba ediyor olacak.
• Tekno-Güzellik önderi L’Oréal Grup ve çevresel yenilik şirketi Gjosa iş birliğiyle geliştirilen Water Saver duş başlığı, giderek artan küresel su kıtlığına somut bir cevap vermek için üretildi. Hoşluk salonlarında kullanılmak üzere geliştirilen bu teknoloji, direkt lavabolara takılıyor ve şampuan, saç kremi ve özel süreç için kullanılacak farklı 3 yuvası ile saç eserlerini direkt su akışına dahil ediyor. Water Saver duş başlığı; yüksek basınçlı, bir akışta birbirine çarpan mikro iyonlu damlacıklar oluşturarak çalışıyor ve her bir yıkama su tüketimini 65’e kadar azaltabiliyor. Water Saver bu özelliğiyle kuaför yıkama alanlarında 65’e kadar su tasarrufu sağlamak için patentli su parçalama teknolojisinden yararlanan dünyadaki birinci duş başlığı olma özelliğini taşıyor. Water Saver başlığı ile saçtaki şampuanı arındırmak için 7 litre yerine yalnızca 2,4 litre su kullanmak kâfi. 100.000 hoşluk salonunun L’Oréal Water Saver teknolojisi kullanması halinde 6,8 milyar litreye kadar su tasarrufu sağlanabiliyor.
• L’Oréal Türkiye merkez ofisinde yağmur suyu depolanarak bahçe/bitki sulamaları için tekrar kullanıyor ve bu prosedürle yıllık ortalama 6.000 lt yağmur suyu tasarruf ediliyor.
• L’Oréal Türkiye, ülkemizde de giderek artan kuraklık tehdidine karşı İstanbul Üretim Tesisi’ni “suyu geri dönüştürerek kullanan su dostu fabrika”ya dönüştürerek her yıl 10 milyon litre, “53.000 İstanbullu’nun 1 günlük su tüketimine eşdeğer” su tasarrufu sağlamayı hedefliyor. L’Oréal Türkiye Üretim Tesisi su tasarrufu konusundaki bu yeni projesinin yanı sıra uzun yıllardır birçok alanda sürdürülebilirlik çalışmaları hayata geçiriyor. Bu çalışmaların başında; fabrika etrafındaki biyo-çeşitliliğin belirlenmesi için envanter çalışması yapılması, fabrika eko-sistemi içindeki bitki ve hayvanların korunması ve tabiata sıfır atık yaklaşımıyla atık idaresinin sağlanması geliyor. L’Oréal Türkiye Üretim Tesisi tıpkı vakitte çalışanlarına yönelik iş sıhhati ve güvenliği uygulamaları ve başarılarından ötürü, memleketler arası olarak tanınan ve İngiltere’de uzun yıllardır düzenlenen RoSPA (The Royal Society for the Prevention of Accidents) 2022 Sağlık ve Güvenlik Ödülleri’nde Altın Mükafatı almaya hak kazandı.
“GELECEK İÇİN L’ORÉAL” PROGRAMIYLA GRUP, YENİLİKÇİ VE YİĞİT 2030 TAAHHÜTLERİNİ ORTAYA KOYUYOR.
İKLİM
• 2025 yılı prestijiyle iş alanlarımızın tümünde güç randımanını arttırarak ve 100 yenilenebilir güç kullanarak karbon nötr olmayı hedefliyoruz.
• 2030 yılı prestijiyle tüketicilerimizin eserlerimizin kullanımından kaynaklanan sera gazı emisyonlarını ortalama ve son eser başına 2016 yılına kıyasla 25 azaltmasına yönelik yenilikleri hayata geçirmiş olmayı hedefliyoruz.
• 2030 yılı prestijiyle eserlerimizin sevkiyatına ait sera gazı emisyonunu 2016 yılına kıyasla ortalama ve en son eser başına 50 azaltmış olmayı hedefliyoruz.
• 2030 yılına kadar stratejik tedarikçilerimizin, direkt emisyonlarını 2016 yılına kıyasla mutlak sayılarla 50 azaltmış olmasını hedefliyoruz.
SU
• Geliştirdiğimiz formüllerin gerek anakarada gerek kıyı bölgelerinde sucul eko-sistemlere saygılı olmasını garantilemek ismine formüllerimizi 2030 yılına kadar çevresel test platformu-muzu kullanarak değerlendireceğiz.
• Tüketicilerimizin eserlerimizin kullanımına ait su tüketimini 2016 yılına kıyasla ortalama ve sonuncu eser başına 25 azaltmaları için Grup olarak kendimizi 2030 yılına kadar yenilemeyi hedefliyoruz.
• Endüstriyel süreçlerde kullanılan suyun 100’ünü 2030 yılına kadar geri dönüşüme ve yine kullanıma kazandırmış olmayı hedefliyoruz.
• 2030 yılında stratejik tedarikçilerimizin, faaliyet gösterdikleri tüm alanlarda su kaynaklarını sürdürülebilir bir şekilde kullanıyor olmasını hedefliyoruz.
BİYO-ÇEŞİTLİLİK
• 2030 yılına kadar formüllerimizin ve ambalaj gereçlerimizin biyolojik temelli içerik unsurlarının 100’ü izlenebilir özellikte olacak ve sürdürülebilir kaynaklardan elde edilecek. Bunların hiçbiri ormanların tahribatına yol açmayacak.
• 2030 yılı prestijiyle doğal habitatlar üzerindeki olumsuz tesirleri azaltmak için içerik gereçlerimizin elde edilmesi bakımından kıymet arz eden toprak işgalini, 2019 yılına kıyasla güzelleştirmiş olmayı hedefliyoruz.
• 2030 yılı prestijiyle endüstriyel alanlarımızda ve operasyonlarımızda kullanılan binalarımızın 100’ü, 2019 yılına kıyasla biyo-çeşitlilik üzerinde olumlu bir tesire sahip olacak.
KAYNAKLAR
• 2030 yılı prestijiyle formüllerimizdeki içerik unsurlarımızın 95’i biyolojik temelli olacak, bol bulunan minerallerden yahut döngüsel süreçlerden elde edilecek.
• 2030 yılı prestijiyle eserlerimizde kullanılan ambalaj yoğunluğunu 2019 yılına kıyasla 20 azaltmış olacağız.
• 2030 yılı prestijiyle ambalajlamada kullanılan plastiklerin 100’ü geri dönüşüme kazandırılmış unsurlardan yahut biyolojik temelli kaynaklardan elde edilecek. (Bu gayenin 50’sine 2025 yılına kadar ulaşmış olmayı amaçlıyoruz.)
• 2030 yılı prestijiyle alanlarımızda açığa çıkan atıkların 100’ü geri dönüşüme ve tekrar kullanıma kazandırılacak.
• 2025 yılına kadar plastik ambalajlarımızın 100’ünü tekrar doldurulabilir, yine kullanılabilir, geri dönüşüme kazandırılabilir yahut biyolojik olarak bozunabilir kaynaklardan elde ediyor olacağız.
• 2025 yılına kadar yeni stantlarımızın 100’ü döngüsel iktisat unsurları gözetilerek eko-dizayn aslına nazaran tasarlanacak ve yeni mağazalarımızın 100’ü sürdürülebilirlik prensiplerimize uygun olarak tasarlanacak.
GRUP’UN İŞ EKO-SİSTEMİ
• 2030 yılına kadar stratejik tedarikçilerimizin çalışanlarının 100’üne en az geçinmeye yetecek seviyede maaş verilmesini, kendilerinin ve bakmakla yükümlü oldukları şahısların temel muhtaçlıklarının karşılanmasını sağlayacağız.
• 2030 yılında dezavantajlı toplumlardan gelen 100.000 kişinin daha istihdama erişimini sağlayacağız.
• 2022 yılı prestijiyle eserler için Çevresel ve Toplumsal Etiketleme Sistemi, Grup’un durulama gerektirmeyen eserlerinin tamamına uygulanacak.
• 2022 yılı prestijiyle Grup’un eserlerinin 100’ü eko-dizayna sahip olacak.
• 2030 yılında 3 milyon kişi markalarımızın toplumsal programlarından (suya erişim, eğitime ve mesleksel eğitime erişim) yaralanıyor olacak.
• TOPLUMLAR
• 2023 yılına kadar gereksinim sahibi bayanları desteklemek için 50 Milyon Euro pahasında yatırım-da bulunmuş olacağız.
• 2030 yılına kadar L’Oréal Tabiat Yenileme Fonu, bozulan eko-sistemlerin bir milyon hektarlık kısmının güzelleşmesine yardımcı olmak üzere 50 Milyon Euro bedelinde yatırım yapmış olacak.
• 2030 yılı prestijiyle fon, 15 ila 20 milyon ton CO2 salınımının denetim altına alınmasına katkıda bulunmuş olacak ve yüzlerce iş imkanı yaratılmış olacak.
• 2030 yılı prestijiyle daha döngüsel ekonomiyi destekleyen projeleri finanse etmek için 50 Milyon Euro bedelinde yatırım yapmış olacağız.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
