Stres pek çok hastalık üzerinde kilit rol oynarken göz sıhhatini da olumsuz etkiliyor. Çoklukla yoğun gerilim altında olunan periyotlarda meydana …
Stres pek çok hastalık üzerinde kilit rol oynarken göz sıhhatini da olumsuz etkiliyor. Çoklukla yoğun gerilim altında olunan periyotlarda meydana gelen santral seröz koryoretinopati yani retinada sıvı birikmesi görme kaybına bile neden olabiliyor. Memorial Şişli Hastanesi Göz Merkezi’nden Prof. Dr. Abdullah Özkaya, santral seröz koryoretinopati ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Çağımızın en büyük problemlerinden biri olan gerilim pek çok hastalığın yanında görme sıkıntılarına da neden olabilmektedir. Yoğun gerilim altında çalışan, mükemmeliyetçi, A tipi kişiliğe sahip olanlar görme meselelerine maruz kalabilmektedir. Gerilim kaynaklı olduğu bilinen santral seröz koryoretinopati bizatihi geçebildiği üzere, kronikleşip kalıcı hale de gelebilmektedir.
Hekime sormadan burun spreyi kullanmayın
Retina altında sıvı toplanması olarak tanımlanabilen santral seröz koryoretinopati, araştırmalara nazaran genç ve orta yaştaki erişkinlerde daha sık görülebilmektedir. Araştırmalara nazaran erkeklerde bayanlara nazaran bu durum daha sık gelişebilmektedir. Hastalığın nedeni tam olarak anlaşılmasa da, kortikosteroid ilaca sistemik şekilde maruz kalmanın bu sorunu ortaya çıkarabileceği düşünülmektedir. Kortikosteroidler, reçetesiz satılan birtakım burun spreylerinde ya da iltihap önleyici cilt kremlerinde bulunabilmektedir. Bu nedenle tabibe sormadan bu tıp eserlerin kullanmaması değer taşımaktadır.
A tipi kişiliklerde daha sık görülüyor
Santral seröz karyoretinopatinin duygusal ezaları yahut A tipi kişilikleri olan hastalar arasında daha sık görüldüğü ortaya çıkmıştır. Bu durum, gerilim nedeniyle bedenin doğal kortikosteroidler ürettiğiyle açıklanmaktadır. Araştırmalarda A tipi davranış ve gerilim, psikofarmakolojik ilaç kullanımı, uyku bozuklukları ile bu hastalık arasında irtibat bulunduğu ortaya konulmakla birlikte; muhtemel risk faktörleri olarak sayılabilmektedir. Kişilik özellikleri ve gerilim ortasındaki ilişkiye, bilhassa kortikosteroidler ve katekolamin üzere gerilim hormonlarının aracılık ettiği ileri sürülmektedir. Hastalığın risk faktörleri arasında ailede buna misal bir hikayenin bulunması, yüksek tansiyona sahip olunması da yer almaktadır. Kimi ilaçların da bu meseleye neden olabileceği bilinmekle birlikte, alınan rastgele bir ilaç varsa göz tabibinin bu bahiste kesinlikle bilgilendirilmesi gerekmektedir.
Bazı hastalarda belirti de vermeyebilir
Hastalıkla birlikte hastanın görmesinde bulanıklaşma meydana gelmektedir. Lakin birtakım hastalarda semptom da görünmeyebilmektedir. Rutin göz muayeneleri bu manada çok kıymetlidir. Göz doktoru, göz bebeklerini büyüterek göz muayenesi yaparken, retinanın da imgesini alır. Bunun yanında Optik Koherans Tomografi uygulanır. Böylelikle tabip retinayı uygunca incelemektedir. Ayrıyeten gerektiğinde Floresein anjiyografi de yapılabilmektedir.
Erken teşhis edilmesi değer taşıyor
Hastalık bazen tedavi olmadan zaten düzelebilmektedir. Duruma nazaran termal lazer tedavileri, çeşitli ilaçlar ve göz enjeksiyonları da tedavi için uygulanabilmektedir. Belirtilere ve hastanın durumuna nazaran göz doktoru en âlâ tedavi seçeneklerini belirleyecektir. Bu hastalıkta erken teşhis ehemmiyet taşımaktadır, bu sayede kalıcı görme kaybı da önlenebilmektedir. Bunun yanında gerilimin denetim altına alınması da ehemmiyet taşımaktadır.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
