Ege Barış ve İrtibat Derneğinin Foça’da düzenlediği ‘‘Barış İçinde Birlikte; İki Yakadan Örnekler’’ sempozyumunda, Türk ve Yunan halklarının …
Ege Barış ve İrtibat Derneğinin Foça’da düzenlediği ‘‘Barış İçinde Birlikte; İki Yakadan Örnekler’’ sempozyumunda, Türk ve Yunan halklarının barış ve dayanışma içinde yaşama tecrübeleri anlatıldı.
Araştırmacı-Yazar Ahmet Vasfi Pekin ‘‘Phokaia ile Mytilene Ortasındaki Para Birliği (İÖ. 522-326)’’, Prof. Dr. Esra Danacıoğlu ‘‘İkinci Dünya Savaşında Bir Mülteci Denizi Ege’’ ve Prof. Dr. Elçin Macar ‘‘Kurtuluş Gemisi ve İkinci Dünya Savaşı’nda Besin Dayanışması’’ bahisli bildirilerini sundu.
Araştırmacı Müellif Ahmet Vasfi Pekin, Phokaia ile Mytilene ortasındaki mali birlik muahedesinin, bilinen birinci milletlerarası ticari muahede olduğunu söz etti. Prof. Dr. Esra Danacıoğlu, İkinci Dünya Savaşı şartlarında mülteci denizine dönüşen Ege Denizindeki sığınma hareketlerini arşiv bilgileriyle örneklendirirken; 2. açlık ve 1942 yılı ilticalarının Kuşadası, Bergama, Dikili, Urla, Seferihisar, Karaburun, Foça ve bilhassa Çeşme kıyılarına, 26 Mayıs’ta 4827 kişi ve 22 Haziran’da 6700 kişi olarak kaydedildiğini aktardı. Prof. Dr. Elçin Macar, 1941-1942 Kışında Türkiye’nin açlıkla çaba eden Yunanistan’a yaptığı yardımları, Yunan Dış İşlerine ilişkin evraklarla örneklendirdi.
Uygar bir ömür için Barış istiyoruz
İzmir’in tarihi ve hoş ilçesi Foça’nın mesken sahipliğindeki sempozyumun açış konuşmasını yapan Ege Barış ve İrtibat Derneği Lideri Bülent Şahit; ‘‘Neden bir sempozyum, neden bu günlerde? Sizlerin de bildiği üzere barış istiyoruz. Kavgasız dövüşsüz, insanca, uygar bir hayat için barış istiyoruz. Üretken güç, birlikten doğar. Birlikten dirlik doğar. Barış, refah için daha çok kaynak demektir. Bunu için dayanışma, bunun için barış istiyoruz. Bunun için halklarımızın kardeşçe yaşamasını, birlikte var olabilmeyi başarmasını diliyoruz. Zira biz bunu başardık; zira bunu yüzyıllar boyunca muvaffakiyetle sürdürdük. Bugün yazık ki savaş çığırtkanlığının at koşturduğu bir dünyada yaşıyoruz. Yalnızca çığırtkanlığın değil, fiilen savaşın ve çatışmanın da dünyanın değişik noktalarında düştükleri yerleri yakan acılarının yaşandığı ortada. Türkiye ve Yunanistan arasında vakit zaman telaş verecek seviyede tırmandırılan tansiyon ve çatışmacı telaffuzları hepimiz duyuyoruz. Bu bağlamda kışkırtılmış silahlanma yarışının, üstelik ülkelerimiz açısından her geçen gün ağırlaşan hayat şartlarında halkların faydasını değil, güvenlik ve silah bölümlerinin karlarını arttırmaktan öte bir mana taşımadığını da hepimiz biliyoruz. Bu bariz ortada olan bir gerçek. ‘Barış hoş ancak romantik bir şey, onu kurmak ve korumak da sıkıntı bir şey’ diye bazılarının aklına geliyor. Bu his ve kanıyı aşmak zorundayız. Barışı yalnızca hoş bir hayal olarak görmek değil, fiilen hayata geçirmek zorundayız. İnsan, beşerle birlikte var olabilir, birlikte özgürleşebilir. Halklarımız için, komşu ile arbedeli bir ortamın keyifli bir ömür kurmaya müsaade vermeyeceğini anlamak ve anlatmak hepimizin ortak vazifesidir. Halklar için savaş acı, barış yeterlilik demektir. Politik karar vericilerimizi, barışı savunmak için cesaretlendirmeliyiz. Geçmişte birlikte barış içinde dayanışarak ve daha güçlenmiş olarak yaşadığımızı hatırlatmak, yaşayabileceğimizin örneklerini öne çıkarmak sempozyumumuzun ana hedefidir. Bunun, hayatımızı ve bölgemizi tehdit eden çatışmacı tansiyon atmosferini geriletmede işe yarayacak bir müdahale olacağına samimiyetle inanıyoruz. Barışı yürekle, sabırla ve inatla savunmaktan öteki dermanımız yok. Biz şunu biliyoruz ki;
1930’larda Atatürk ve Venizelos tarafından Türkiye ile Yunanistan arasında kurulan Ege Paktı Mutabakatı, birlikteliğin manasının her iki devletin en üst karar kademelerinde planlandığı, yasama organlarında karara bağlandığı lakin bugün tarihin yaprakları arasında bilinmezleştirilen ortak geçmişimiz olduğunu hatırlatmak isterim. Biz inanıyoruz ki; dayatılan hele ki silahla kanla dayatılan hiçbir barış kalıcı değildir. Toplumların ikna oldukları ve uzlaştıkları tahlillerin çok daha sağlam çok daha ekonomik olduğuna inanıyoruz. Savaştan, savaşların çıkarlı çıkardığı halkların görülmediğini bir defa daha vurgulayarak; Yaşasın Ege halklarının barış ve dayanışma içinde birlikte var olmaları diyorum.’’dedi.
Barış dileğimize kulak vermek zorundalar
Soru yanıt kısmının akabinde, Ege Barış ve İrtibat Derneği kurucularından ve Didim geçmiş devir Belediye Lideri Mehmet Soysalan ve Ege’de Birlikte Varolma ve İrtibat Derneği (Siniparksi) kurucusu ve Midilli geçmiş periyot Belediye Lideri Stratis Pallis, kıymetlendirme konuşmalarını yaptı.
1980’li yıllarda Dikili ve Midilli arasında başlayan dostluk köprüsünün tüm bölgeye yayıldığını hatırlatan Mehmet Soysalan; ‘‘Yüzyıllarca birlikte yaşadığımız topraklarda yabancılaşmanın yarattığı ezaları, özgürce ve birlikte dayanışarak aşabiliriz. Bunu sağlayacak her çalışmanın yanında olacağız.’’dedi.
Sempozyum konuşmalarının, uygun komşuluk, karşılıklı güzel bağlar, insanlık ve dayanışma üzere olumlu tarihi olaylara odaklanıyor olmasının yürek verdiğini belirten Stratis Pallis; ‘‘Ne yazık ki ülkelerimiz ortasındaki münasebetler vakit zaman sınanmaktadır. Karşılıklı kuşku, nefret söylemi, güzel niyet diyaloğunun terk edilmesi, yok edici bir silahlanma yarışına gidilmesi üzere yaklaşımların vaat ettikleri tek şey, barışı tehlikeye atmaktır. Her iki ülkenin vatandaşları, barışın, iş birliğinin ve dostluğun yararlarına odaklanmak ve bugün burada yaptığımız üzere barışı korumak zorundadır. Sevgili arkadaşlar, Ege Barış ve Sinaparksi dernekleri dış siyaset yapmıyor. Dış siyasetten ülkelerimizin siyasi başkanları sorumludur. Lakin onlar telaşlarımıza ve ülkelerimizin sıradan insanlarının barış içinde yaşama dileğine kulak vermek zorundadırlar. Midilli sokaklarında Türkçe, Ayvalık’ta Yunanca duymak ne kadar hoş. Bu hoşluğu elimizden geldiğince koruyacağız. Ege Barış ve Bağlantı Derneğine ve Lideri Bülent Tanık’a, bugün bu kararlılığımızı tekrarlama fırsatı verdiği için teşekkür ederim.’’dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin belediye liderleri toplantısına katılması dolayısı ile sempozyumda yer alamayan Foça Belediye Lideri Fatih Gürbüz; ‘‘Denizi ve rüzgarıyla başta olmak üzere kalplerimizle birbirimize dokunduğumuz iki yakanın komşularına yürek dolusu selamlarımı iletiyorum. Barışın iki yakadan tüm yankılarını sergileyecek olan konuklarımıza, Foça’da bu özel buluşmayı gerçekleştirenlere, tüm iştirakçilere hürmetlerimi sunuyorum.’’dedi.
Foça Belediyesi Reha Midilli Kültür Merkezinde, 22 Temmuz 2022 Cuma günü düzenlenen ‘‘Barış İçinde Birlikte; İki Yakadan Örnekler’’ sempozyumuna katılanlar arasında; Ege Barış ve Bağlantı Derneği Genel Sekreteri ve geçmiş devir Milletvekili Zeynep Altıok, Belediye Meclis Üyeleri Raşit Dirim ve Hakan Barçın, CHP İzmir Vilayet Başkan Yardımcısı Özcan Durmaz, CHP Foça İlçe Lideri Ayla Yılmaz ve Bayan Kolları Lideri Suna Saraçoğlu, Foça Esnaf ve Sanatkarlar Odası Lideri Sedat Özdemir de yer aldı.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
