Sezaryen Doğumda İstmosel Riskine Dikkat

Sezaryen metodu, gebelik ve doğum sırasında istenilmeyen muhtemel durumların meydana gelmesini önleyen, anne ve bebek için hayat kurtarıcı bir formül olarak karşımıza çıkıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamalarında, günümüzde sezaryen doğum ile doğumda ve sonrasında görülen bebek vefatlarında 10-15 arasında azalma kaydedildiği belirtiliyor. Yapılan çalışmalar, ülkemizde ve dünyada yaklaşık her 5 bayandan birinin sezaryen ile doğum yaptığını gösteriyor. Bu doğum biçiminin yararlarının yanında çeşitli komplikasyonları da olabiliyor. Bunlardan biri de sık karşılaşılan istmosel yani sezaryen skar hastalığı olarak tanımlanıyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Tüp Bebek Bölümü’nden Doç. Dr. Dilek Yurci, istmosel hakkında bilgi verdi.

Gebe kalmaya mani olabiliyor

Sezaryen kesesi yapılan bölgede, kesi yerinin tam olarak iyileşememesi nedeniyle, rahmin ön kas dokusunda meydana gelen keseleşmeye istmosel ismi verilmektedir. Bu durum bazen doğumdan kısa bir mühlet sonra oluşabileceği üzere, uzun bir vakit sonra da oluşabilir ve farklı biçimlerde belirti verebilir. Keseleşen bölgede vakit içerisinde adet kanı ve rahim içindeki sıvı birikebilir ve bayanda farklı şikâyetlerle kendini göstermeye başlar. En sık görülen şikâyetlerin başında kahverengi, çamur üzere vajinal akıntılar gelmektedir. Bilhassa adet sonrası yahut adet ortalarında lekelenme biçiminde kanamalara neden olabilir. Bunun dışında adet kanamalarında gecikme, kasık ağrısı, vajinal akıntı, ağrılı adet görme, cinsel münasebet sırasında çok ağrıya neden olmaktadır. İstmosel kesesi içerisinde biriken kan, spermin hareketlerinin bozulmasına sebep olabilmekte ve bundan ötürü kısırlığa da taban hazırlayabilmektedir. Bununla birlikte düşük, plesenta previa, olağandışı plasentasyon, plasenta akreata, sezaryen skar gebeliğine de yol açabilmektedir. Embriyonun burada yer alan cebe yerleşmesi ve düzgün olmayan bir şekilde gelişmesi sonucunda ektopik sezaryen skar gebeliği meydana gelebilmektedir. Sezaryen doğumdan sonra bu şikayetleri olan bayanların kesinlikle doktora başvurup, muayene olması gerekmektedir.

Sezaryen prosedürü ile doğum yapmış bireylerde istmosel görülebilmektedir. Olağan doğum yapan bireylerde rahimde kesi yapılmadığı için bu tabloya rastlanmamaktadır. İstmosel görüntüleme usullerini kullanarak teşhis edilebilmektedir. Bu görüntüleme formülleri transvajinal ultrason, histerosalpengografi, histeroskopi ya da MR olarak sayılabilir. Görüntüleme için en uygun vakit menstrual siklüsün sona ermesinden çabucak sonra, erken proliferatif faz olarak tabir edilmektedir.

Hastanın durumuna nazaran cerrahi metoda karar veriliyor

Tedavi usulleri hastalığın durumuna ve şikayetlerine nazaran değişebilmektedir. Ayrıyeten hastanın daha sonra çocuk isteyip istemediğine nazaran de tedavi planı yapılmalıdır. İstmoselin kesin tedavisi cerrahi olarak o bölgenin çıkartılmasıdır. Bu operasyon günümüzde çoğunlukla histeroskopik yahut laparoskopik olarak gerçekleştirilmektedir. Ameliyatı gerçekleştirecek tabip hastanın durumunu değerlendirip hasta için en güzel olacak cerrahi tekniği seçmelidir. Hangi tekniğin kullanılacağı, istmosel defektinin büyüklüğü, hastanın gebelik isteği olup olmadığı, temel şikayetinin ne olduğuna nazaran belirlenir. Histeroskopi sistemiyle vajinal yoldan optik bir aletle girilerek, rahim içi görüntülenir. İstmosel kesesi bu alet yardımıyla düzeltilir. Ameliyat müddeti azamî 20-30 dakika ortasıdır. Süreç sonrası hasta tıpkı gün meskenine gidebilir. Laparoskopi ile yani içerisinde kamera bulunduran alet ile göbekten yaklaşık 1 cm kesi yapılarak, karın içerisi gözlemlenir, sonrasında yaklaşık yarım cm çapında 2 ek kesiden cerrahi aletler yerleştirilerek istmosel kesesi büsbütün çıkarılır, akabinde sağlam dokular birbirine dikilir. Ameliyat müddeti yaklaşık 30- 40 dakika sürmektedir. Operasyon sonrasında hastalar bir gün üzere kısa müddette taburcu olarak olağan ömürlerine çok kısa müddette dönmektedirler.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı