Eğitim Sen tarafından yapılan açıklamada, sendikanın Boğaziçi Üniversitesi İş yeri temsilcisi hakkında açılan soruşturmanın derhal geri çekilmesi gerektiği bildirildi.
Konu hakkında sendika tarafından şu açıklama yapıldı, “Boğaziçi Üniversitesi kayyum rektörü ve yönetiminin hukuksuz, keyfi ve siyasi saiklerle gerçekleştirdiği skandal uygulamaların ardı arkası kesilmiyor! İş Yeri Temsilcimizin 10 Kasım 2022 tarihinde, Mustafa Kemal Atatürk’ü anan sendika metnini üniversite personeline elektronik posta olarak göndermesine, üniversite yönetiminin yanıtı soruşturma açmak olmuştur. Çünkü söz konusu mailde, Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış!” sözüne vurgu yapılmış, ırkçı ve gerici uygulamalara dikkat çekilmiş, kadın ve çocuk haklarına yönelik artan saldırılar eleştirilmiş ve otoriter, bilimi hedef alan ve laiklik karşıtı adımlar öne çıkarılarak Atatürk’ün aydınlanmadan ve bilimden yana tutumu vurgulanmıştır. Belli ki bu tavır Boğaziçi Üniversitesi yönetimini rahatsız etmiş ve açıklamadaki eleştiri ve tespitler “suç teşkil eden ifadeler” olarak addedilmiştir. Ancak bizler biliyoruz ki Boğaziçi Üniversitesi yönetiminin söz konusu soruşturmayı açmasının temel nedeni, Atatürk anmasında dile getirilen hakikatin karşısındaki acizlikleri ve hukuksuzluğun, otoriterliğin, kayırmacılığın ve keyfi yönetimin suç ortaklığını yapıyor olmalarıdır”
Çünkü Boğaziçi Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Candan’ın üniversite çalışanlarına 20 Eylül 2022 tarihinde zorla Eğitim Bir Sen üyelik formu doldurtmaya çalıştığı şubemiz tarafından tespit edilmiştir. Bunun üzerine İstanbul 6 No’lu Üniversite Şubemizin üniversite yönetimine sunduğu 3 Kasım 2022 tarihli dilekçeyle, üniversitede yaşanan hukuksuzluklar ve bu hukuksuzluğu yapan yöneticiler hakkında şikâyette bulunmuş, hukuksuzlukların kayıt altına alınması sağlanmıştır. Şubemizin dilekçesinde, Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Candan’ın, işe yeni alınan sözleşmeli personele ‘rutin işlem’ adı altında Eğitim Bir Sen üye formu imzalatması, imzalamayı reddedenler ile sendikamızın üyelerine uygulanan baskı hakkındaki şikâyetler öne çıkmıştır. Belli ki Mustafa Candan, günümüz koşullarında yaygınlaşan cezasızlığın cazibesine kapılmış ve geçmişteki uygulamaları nedeniyle gördüğü mükâfattan gözleri kamaşmıştır. Ancak Mustafa Candan, tıpkı mesai arkadaşı Faruk Yakaryılmaz gibi ne tarihten ne de temel hukuk normlarından haberdardır!
Şöyle ki;
YÖK’e çağrımız, Genel Sekreter Yardımcılığı görevi yapan Mustafa Candan’ın yükseköğretim diplomasının olup olmadığını kontrol edilmesi ve hakkındaki şikâyetlerin soruşturma konusu yapılmasıdır! Sendikal hak ve özgürlükleri yok sayan, üniversite personelini sürgünle tehdit eden, çalışanları yandaş sendika üyeliğine zorlayan, kısacası suç işleyen Mustafa Candan, ne kurumsal hafızamızdan ne de hukuk önündeki adalet mücadelemizden kaçabilecektir! (Kaynak: Eğitim Sen) ()