Birinci oyunuyla 1996 yılında hayatımıza giren Lara Croft, kuşkusuz ki oyun dünyasının en çok hatırlanan bayan karakterlerinden bir tanesi; hatta …
Birinci oyunuyla 1996 yılında hayatımıza giren Lara Croft, kuşkusuz ki oyun dünyasının en çok hatırlanan bayan karakterlerinden bir tanesi; hatta tahminen de başrolü o hak ediyor. Güçlü, kararlı, hırslı ve acımasız imajıyla dikkat çeken Lara Croft, birebir vakitte atletik yapısıyla da tüm zorlukların ve mahzurların üstesinden gelmeyi başarabiliyor. Lara Croft’ın daha yüksek çözünürlükte, daha gerçekçi bir şekilde yaptığı ¨yeni nesil¨ çıkarması ise 2013 yılında, Tomb Raider ¨reboot¨uyla geldi ve bu oyunu sırasıyla Rise of the Tomb Raider ve Shadow of the Tomb Raider takip etti. Her ne kadar AAA kalitesinde yeni bir Tomb Raider ile ilgili elimizde somut bir bilgi olmasa da Lara Croft’ın maceralarının uzunca bir mühlet devam edeceğinden emin olabilirsiniz.
Faith Connors (Mirror’s Edge)
Oyun dünyasının en yenilikçi oyunlarından biri olan Mirror’s Edge, ¨parkur¨ sporunu distopik bir senaryoyla birleştiren seçkin oyunlardandır. Geleceğin minimalist havasını çok güzel bir şekilde oyunculara sunan oyun, tıpkı vakitte Uzak Doğu’lu başrol karakteri Faith Connors’ı da oyun dünyasına kazandırmıştır. 1984’ten fırlamış üzere gözüken baskıcı bir rejimde, kolluk kuvvetlerinin gözünden uzak bir şekilde nakliyecilik yapmaya çalışan Faith, elbette bu işi göz hizasında değil, yüksek binaların çatılarından atlayarak, zıplayarak yapmaya çalışmaktaydı ve bu iş de elbette yalnızca güçlü ve kararlı bir bayanın işiydi. 2016 yılında Mirror’s Edge Catalyst ile oyun dünyasına geri dönen Faith, akıllara kazınacak bir imaja sahip olmasına karşın maalesef yakın vakitte tekrar karşımıza çıkacak üzere de durmuyor.
Aloy (Horizon: Zero Dawn)
2017 yılında yalnızca PlayStation 4 için piyasaya çıkan Horizon: Zero Dawn ile birlikte hayatımıza giren Aloy, son periyotta resmedilen en başarılı bayan karakterlerden bir tanesi. Makinelerin tabiat ile iç içe yaşadığı post-apokaliptik bir dünyada hem hayat çabası veren, hem de kendi maksadını bulmaya, kendini tanımaya çalışan Aloy, o kadar güçlü bir portre çiziyor ki oyunu bir müddet oynadıktan sonra değerli bir karakter olarak aklınıza kazınıyor. Aloy’u başarılı bir karakter yapan bir diğer özellik de abartılmamış ve son derece ayağı yere basan bir karakter olarak resmedilmesi. Vakit zaman Lara Croft’ı da andıran Aloy’un yeni macerası, Horizon: Forbidden West de PS4 ve PS5 sistemleri için şu an satışta.
Senua (Hellblade: Senua’s Sacrifice)
Başka oyunlardaki bayan karakterlerden farklı olarak bir çeşit akıl hastalığına sahip olan Senua, tekrar oyun dünyası için çok farklı bir yerde duran bir oyunda, Hellblade: Senua’s Sacrifice’ta karşımıza çıkıyor. Nereden çıktığı aşikâr olmayan zebanilerle, hayali yaratıklarla ve birçok maniyle savaşması gereken Senua, tüm bunları yaparken bir yandan da daima olarak kendisine fısıldayan seslerden arınmaya çalışıyor. Başında dönen bu sesler onu yönlendirmeye çalışıyor, ona palavralar söylüyor ve Senua hem kendi başındaki ¨kötüler¨, hem de Helheim’a giden yoldaki fantastik yaratıklar ile uğraş ediyor. Akıl sıhhatinin kıymetini vurgulama gayesinde da olan oyun, 2017’deki Dünya Akıl Sıhhati Günü’nde, o gün kazandığı tüm gelirini birebir isimdeki vakfa bağışladı.
Ellie (The Last of Us Part II)
Şimdi genç bir kız olmasına karşın, bir mantar enfeksiyonu yüzünden dünya nüfusunun çok büyük bir kısmının zombi gibisi yaratıklara dönüştüğü bir distopyada gücüyle, hırsı ve kendine inancıyla hayatta kalmayı başaran Ellie, oyunu oynayan herkesin favorileri ortasındadır. Silah kullanma maharetiyle kendisini her türlü tehlikeden müdafaayı bilen Ellie’yi, rol aldığı The Last of Us Part II’de en güçlü gayretlerden bile sağ çıkarken görmeyi başarıyoruz. Son derece duygusal bir tarafı de olan Ellie, gitarıyla da kulaklarımızın pasını silen melodiler çalabiliyor.
Claire Redfield (Resident Evil II)
1998 yılında, konsol sistemi sahiplerinin ekranda görüp, ¨Vay be, ne kadar mert bir kadın!¨ diyerek karşıladığı Claire Redfield, Resident Evil’ın başarısıyla birlikte o kadar ikonik bir karakter haline geldi ki Resident Evil serisiyle ilgili yeni bir üretim açıklandığında gözler daima onu arar oldu. Zombiler tarafından büsbütün işgal edilmiş Raccoon City’de gerçek bir hayatta kalma gayreti veren Claire, silah kullanma hüneri, yavuz halleri ve yaralansa bile bunu umursamayan hırsıyla akıllarımızda yer etti. Onu yine, külliyen kendine ilişkin bir Resident Evil oyununda görmek için sabırsızlanıyoruz!
Sonya Blade (Mortal Kombat)
¨Dövüş oyunu¨ denilince akla gelen birinci isimlerden biri olan Mortal Kombat, şimdi birinci çıkış oyununda bile güçlü bir bayan karaktere yer vermişti: Sonya Blade. Onu; haki renkteki taytı, kısa sarı saçları ve erkeklerin dehşetli düşü olan imza hareketiyle tanımıştık ve o vakitten bu yana ününden bir şey kaybetti dersek palavra olur; Sonya Blade artık tüm Mortal Kombat oyunlarının, sinemalarının, çizgi üretimlerinin değişmezlerinden bir tanesi. Hasebiyle onu bir ¨ana karakter¨ olarak tanımlarsak yanlış olmaz.
Kassandra (Assassin’s Creed Odyssey)
Birden fazla bayan oyun karakterine nazaran nispeten daha yeni bir devirde hayatımıza giren Kassandra, aslında Assassin’s Creed Odyssey’de Alexios’a alternatif olarak seçebileceğimiz bir bayan karakter. Seslendirmesi, görsel ayrıntıları Alexios’a nazaran çok daha âlâ tasarlanmış olan Kassandra, oyun boyunca kararlı ve acımasız tutumuyla son derece güçlü bir imaj çiziyor. Oyunda Alexios’u seçseniz bile Kassandra’nın ne kadar korkulacak bir rakip olduğunu görebilirsiniz!
Chun-Li (Street Fighter)
Street Fighter serisinde, Ryu ve Ken’i saydıktan sonra birinci akla gelen karakter, tüm öbür karakterlerden evvel Chun-Li’dir. Buram buram Çin modası kokan mavi kıyafetiyle gerçek manada akıllara kazınan Chun-Li, mesleği olan polisliğin getirdiği; dürüstlük, doğruculuk ve adalet anlayışı ile tüm Street Fighter oyunlarında uygunluğun timsali olmuştur. Birinci oyundan son oyuna kadar popülaritesini yitirmeyen Chun-Li, kombolarıyla rakiplerinin gözünün yaşına bakmayan bir oynanış yapısına sahip.
Bayonetta (Bayonetta)
Bu listede yer alan tüm bayan karakterlerden farklı bir noktada duruyor Bayonetta. Zira o hakikaten acımasız; öteki bayan karakterlerin hepsinden daha umursamaz ve karşısına çıkan rastgele bir pürüzü aşarken bahsi geçen tüm bayanlardan daha fazla eğleniyor! Fantastik bir dünyada, karanlığın güçlerini kullanan bir çeşit cadı olarak nitelendirilen Bayonetta, o kadar artistik bir biçimde resmedilmiş bir karakter ki rastgele bir Bayonetta oyununu oynadıktan sonra bu karakteri unutmak mümkün olmuyor.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
