CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Katip Üyesi Av. Sevda Erdan Kılıç, “Yalova Sefine Tersanesinde yüksekten düşerek hayatını …
CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Katip Üyesi Av. Sevda Erdan Kılıç, “Yalova Sefine Tersanesinde yüksekten düşerek hayatını kaybeden 19 yaşındaki Yasin Demirdağ’ın ölü vücudunda kalan kopmuş halatın kalan kısmının çıkarılmaya çalışılarak emekçinin güvenlik tedbiri almadığı izlenimi verilmek istenmesine” reaksiyon gösterdi.
“Her taşın altından tıpkı beşlinin üyeleri çıkıyor”
TBMM Divan Üyesi Av. Sevda Erdan Kılıç, yaptığı yazılı açıklamada, AKP iktidarına yakınlığıyla bilinen, “beşli çete” olarak anılan şirketlerin arasında yer alan Kolin İnşaatın kurucusu olduğu Sefine Tersanesinde 17 Ağustos günü yaşanan skandal olayda; Özyılmazlar taşeron firmasında çalışan ve yüksekten düşerek hayatını kaybeden 19 yaşındaki Yasin Demirdağ’ın İSG uzmanları tarafından emekçinin ölü vücudundan, kopan halatın kalan kısmının çıkarılmaya çalışılmasının ve yardıma koşan emekçilerin buna pürüz olmaya çalışmasının hem kamera kayıtlarıyla hem de emekçilerin verdiği sözlerle ortaya çıktığını söz etti.
“Sefine Tersanesi hayatını kaybeden emekçiyi suçlayarak kendini aklayamaz”
CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, açıklamasında şunları belirtti:
“İşçilerin verdiği sözlere nazaran; o gün Demirdağ’a çelik halat yerine ip halat verilmiş ve onun kopması sonucu emekçi yüksekten düşerek hayatını kaybetmiştir. Bunun üzerine de olay yerine gelen iş sıhhati güvenliği uzmanları Yasin Demirdağ’ın üzerindeki kopmuş halatın kalan kısmını çıkarmaya çalışarak kendisinin halat takmadığı için düştüğü izlenimi verilmek istenmiştir. Tüm olanlara karşın Sefine Tersanesi yaptığı açıklamayla ‘işe girişte gerekli iş sıhhati ve güvenliği eğitimlerinin verildiği, şahsî gözetici donanımlarının eksiksiz teslim edildiği, hayatını kaybetmeden 2 saat evvel de emniyet kemerinin kancasını takması konusunda uyarıldığı’ üzere kendisini aklamaya yönelik, emekçiyi suçlayan vicdanlara sığmayacak bir açıklamada bulunmuştur. Kar hırsıyla gözü dönmüş AKP yandaşları insan hayatının değerinden bihaber yaptığı bu açıklamayla ülkemizdeki en ucuz şeyin insan hayatı olduğunu bir sefer daha hızımıza tokat üzere çarpmıştır.
“Ne vakit bu kadar makus olduk?”
Bir insan hayatını kaybediyor… Tahminen şirket bu işin içinden sıyrılsın, tahminen de ‘ben bu işin içinden sıyrılayım’ üzere bir niyetle, gencecik çalışanın ölü vücuduna iş güvenliği uzmanları tarafından ‘emniyet halatı takmadı’ izlenimi verilmeye çalışılıyor. İnsanlık bu mu? Ne vakit bu kadar berbat olduk? Bu yapılanın hiçbir açıklaması olamaz. Bu olsa olsa iş cinayetinin ispatı olur. Bu yapılanların hesabı sorulmalı. Burada iş cinayetinin yanında düpedüz bir de aldatmaca var! Orada bahadır personeller olmasaydı bu olayın akıbeti ortaya çıkmayacaktı. Şirket çabucak olayın üstünü örtecekti.
İş sıhhati güvenliği uzmanlarının yapmaya çalıştığı skandal olaya müdahale eden 35 çalışanın işten atıldığı savları var ve şayet bu durum gerçekse ‘vay bizim halimize.’ Hatalıyı değil de hatası haber yapan gazeteciyi tutuklayan sistem, Sefine Tersanesinde de suça ortak olmayan bilakis ‘suç ortaya çıksın’ diye uğraş edenleri işinden ediyor. Meskenine ekmek götürebilmek için canını hiçe sayan çalışanlar, bu ekonomik krizde bir de işsiz kalarak yoksulluğa itiliyor. Bu personeller sizden şirketin anahtarını istemiyor. İnsanca bir ömür, inançlı bir iş ortamı istiyor.”
“AKP iktidarları periyodunda yaklaşık 30 bin emekçi hayatını kaybetti”
TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Av. Kılıç, AKP iktidarları devrinde işçi aleyhine çıkarılan yasalar, giderek azalan alım gücü, hak, özgürlük ve sendikalaşma gayretlerine yapılan baskı ile garantisiz ve kontrolsüz çalışma ortamlarıyla 21 yıllık iş cinayetleri rejimi yaratıldığını kaydetti.
21 yıllık AKP iktidarları devrinde yaklaşık 30 bin çalışanın hayatını kaybettiğini vurgulayan CHP’li Av. Sevda Erdan Kılıç, AKP iktidarında iş cinayetlerinin artık gündelik hayatın bir kesimi haline geldiğini tabir etti.
CHP İzmir Milletvekili Av. Kılıç, AKP’nin iktidara gelir gelmez çıkarttığı 4857 sayılı İş Kanunu ile taşeron çalıştırma başta olmak üzere esnek ve teminatsız çalıştırmayı yasal hale getirdiğini, kiralık personellik ve özel istihdam ofisleri içerikli kölelik yasası ile bütün işlerde garantiyi büsbütün ortadan kaldırdığını belirterek, “Gelinen noktada Türkiye sermaye için bir cennet haline gelirken, emek daima ucuzlaştırılmıştır. Tarımda, endüstride, hizmet dalında bayanlar en garantisiz şartlarda çalıştırılmış, hakkı olan fiyatı alamamıştır. ‘Eşit işe eşit ücret’ kuralı büsbütün rafa kaldırılmıştır. Fakat personel sınıfı direnmeyi, dayanışmayı sever ve alışkındır. İş cinayetlerine, garantisiz çalıştırmaya, sendikalaşmaya ve sendikal faaliyetlere mahzur olanlara karşı daima birlikte direneceğiz. İktidarımızda herkes hakkını alacak! Birlikte üretip, hakça bölüşeceğiz.” dedi.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
