Dijitalleşme endüstriyel ağlar ile çağ atlıyor

Sanayi 4.0 uygulamalarını hayata geçirmeye imkan tanıyan dijitalleşme seyahati, üretim çizgisi otomasyonundan çok daha fazlası manasına geliyor. Gerçek vakitli sonuç kestirimi ve operasyon optimizasyonu, fizikî varlık ve süreçlerin hassas dijital modellerini gerekli kılıyor. Bu noktada, klâsik otomasyon anlayışından öte geleceğe hazır olma fırsatı sunan siber-fiziksel sistemlere başarılı bir geçiş için fizikî üretim sınırlarını dijital ikizine bağlayarak kapalı devre denetimi sağlayan son teknoloji endüstriyel ağlar kritik rol oynuyor. Endüstriden üretime kadar hayatın her katmanında karşımıza çıkan dijital dönüşümde endüstriyel ağların belirleyici aktör olduğuna dikkat çeken CLPA Türkiye Müdürü Tolga Bizel, global standartlara uygun bir dijitalleşmeden bahsedebilmek için haberleşme protokollerinin bedel zincirinin bir modülü olması gerektiğini vurguladı.

Hayatın her katmanına yayılan dijitalleşme, farklı disiplinleri değiştirip şekillendirirken kendine has kurallar ve prosedürler de yaratıyor. Dijital dönüşüm Sanayi 4.0 perspektifinde ele alındığında ise işin temelinde; büyük data tahlili, akıllı sensör teknolojileri, dijital ikiz sistemleri ve robotik teknolojiler yatıyor. Tüm bu dinamiklerin içerisinde yer aldığı mekanizmayı ise endüstriyel ağlar teşvik ediyor. CLPA Türkiye Müdürü Tolga Bizel, endüstriyel haberleşmenin dijitalleşmede neden temel bir öge olduğunu ve seçim yapılırken dikkat edilecek konuları açıkladı.

Fiziksel ve dijital dünya ortasındaki gerçekliği endüstriyel ağlar sağlıyor

Dijitalleşmenin fizikî ve online dünyaları birleştirmesiyle birlikte endüstriyel ağlara büyük iş düştüğünü söyleyen Tolga Bizel; “Üretim çizgisinde kullanılan varlık, makine, sistem ve süreçlere ahenk sağlayan dijital modeller geliştiren şirketlerin sayısı her geçen gün artıyor. Yaratılan sanal ikizler, denetim ve eser hayat döngüsü idaresi (PLM) yahut bileşenler ile bileşen aşınma suratı ve arızaları ortasındaki etkileşimler üzere gerçek üretim sınırının bir simülasyonunu oluşturmak için eşsiz bir araç misyonu görüyor. Her iki durumda da dijitalleşme, üretim operasyonlarında manalı ve uygulanabilir bilgilere ulaşılmasını sağlayarak üreticilere tesirli ve verimli bir fabrika idaresi ve şeffaf bir sistem oluşturma imkânı sunuyor. Bu sebeple dijital modellerin üretimi desteklemek için fizikî ikizlerine direkt bağlanması zarurî olmamakla birlikte, bu iki dünya ortasındaki gerçek vakitli geri besleme döngüsü, akıllı ve esnek fabrikaların oluşturulmasına büyük bir katkıda bulunuyor” dedi.

CLPA ile fizikî dünya, sanal dünyaya entegre oluyor

Fiziksel ve sanal dünyaların birbirleriyle irtibat kurmasını sağlamak üzere kolay bir süreçle üretim çizgisindeki süreçlerin model iddialarıyla uyuşup uyuşmadığını denetim etmenin mümkün olduğuna dikkat çeken Tolga Bizel; “Üreticilerin Sanayi 4.0’a hakikat dijitalleşme stratejileri kapsamında kendilerine uygun endüstriyel ağ teknolojilerini bulmak için dikkatli bir kıymetlendirme yapmaları gerekiyor. Bu basamakta konusunda uzman bir kuruluş olan CLPA olarak hem deneyimlerimiz hem de eserlerimiz ile üreticilerin endüstriyel otomasyonda daima değişen muhtaçlıklarını karşılayarak büyümelerini destekliyoruz. En değerlisi de son teknoloji tahlillere sahip olmalarını sağlıyoruz. Hâlihazırda uzun yıllardan beri endüstriyel haberleşmeden Ethernet’e ve artık de geleceğin teknolojisi Vakte Hassas Ağa (TSN-Time Sensitive Network) gerçek seyahatlerinde şirketleri destekliyoruz. En yeni açık teknolojimiz olan CC-Link IE TSN ise yenilikçi Vakte Hassas Ağ (TSN) teknolojisiyle gigabit Ethernet’i birleştirerek siber-fiziksel sistemlerde sensörler ve modellerin ürettiği yüksek hacimli bilgiyi işleyebiliyor. Bu iki temel öge, işletmelere mevcut otomasyon tahlillerinden geleceğin teknolojisine geçiş için bir fırsat sunuyor. Sonuç olarak bu türlü bir ağ, üreticilerin geleceğe hazırlanmasına imkân tanırken başka taraftan mevcut süreçlerini azamî uyumlulukla yürütebilmelerine yardımcı oluyor” formunda açıklamalarda bulundu.